PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Motosiklet Sürüşünde HIRS FAKTÖRÜ üzerine ...



shadowmaster
25 Haziran 2015, 22:02
Motosiklet camiasının tamamı bir ailedir benim için. Son dönemde artan bir şekilde “ailemizden” yitirdiğimiz arkadaşlarımızın aramızdan gidiş şekillerine bakınca gözlemlediğim ortak özellikleri düşünüp geride kalanların ve aramıza yeni katılacakların en azından hatırlamaları gerektiğine inandığım bir kavram hakkında yazmak istedim. Bu yazıyı daha önce üyesi olduğum başka bir platformda da (fazerturkiye) paylaşmıştım, sezon gereği bir kez daha burada paylaşayım dedim...

Bilinçli motosiklet sürmek adına en temel faktörlerden birisi "nesfimize hakim olmaktır". Ben buna yerli ve yabancı okuduğum bir çok yazıdan türettiğim şekliyle “hırsımızı kontrol etmek” diyorum. “Hırs” kelimesini özellikle seçtim. Okuyanları ajite etmek için. Bana kızacak, katılmayanlarınız olacaktır eminim ama bu noktada gerçekten de amacım hepinizi / hepimizi kolay akılda kalmak ve daha fazla etkilemek adına ajite etmektir.

Hırs olayına girmeden önce araştırmalarımda karşılaştığım ilginç bir bulgu var; Ölümle sonuçlanan kazaların yarısından fazlası kırsal alanda gerçekleşiyor. Yani bu demektir ki motosiklet sürerken şehirden uzaklaştıkça daha fazla risk alıyoruz. Şehirdeki riskler zaten bize yetiyor, şehir içinde bizim hata yapmamıza gerek yok, nasılsa birileri canımıza kastedecek bir şeyler yapıp duruyor.

Kazalarla ilgili yapılan incelemelerde görülüyor ki çarpışma sürecinin başlaması ile çarpışmanın olması anı arasında geçen zaman ortalama 1.9 saniye ile 3 saniye arasında değişmekte. Kaza sırasında sürücü olayın başladığını geç fark ediyor. Ortalama bir sürücünün kazanın oluşumunu fark etme süresi yarım saniye ile birkaç saniye arasında değişebilir. Bunun neresi geç diyebilirsiniz elbette ama sürücünün dikkatini çekmesiyle birlikte reaksiyon süresi başlıyor. Kaza uzmanları sürücülerin çoğunun potansiyel tehlikeler karşısında ki reaksiyon sürelerinin 1 saniye ile 2 saniye arasında olduğunu söylüyorlar. Ortalama 1.5 saniye. Gerçekte sürücülerin %30’u o anda hiçbir şey yapamıyor. Geriye çok hızlı da olsanız 0.4 saniye kalıyor ki yapılacak çok fazla bir şey kalmıyor. Frenlemeyle önlenebilecek kazalar için çok usta bir frenlemede bile çarpışma anını geciktirmekten başka bir işe yaramıyor sonuçta. Eh bu durumda da çok özel ve hızlı reflekslerimize, yeteneklerimize, ustalığımıza güvenmek yerine yapılacak en önemli şey bu durumlara düşmeyi önlemek.

Peki nasıl olacak bu ?

Doğadaki en güzel hayvanlardan biri olan at sürücüsünü yüzlerce kilometre taşıyabiliyor. Bir at için bir beygir gücü dersek (mühendisler zıplamayın anlatmak istediğim başka bir şey) her birimiz bacaklarımız arasında en az 15 hatta kimilerimiz 100 at gücünde bir canavar tutmaktayız. Sonucunda da motorumuza oturup ben de dahil zaman zaman önlenemeyen bir “gazlama” altımızdaki tüm atları dört nala koşturma isteğimiz var bildiğiniz gibi. İşte o gazlama anında motosikletin hızı kaza yapma riskini en fazla yükselten faktör. Daha doğrusu ölümle sonuçlanacak kaza yapma riski hızımız fazla ise artıyor. Çünkü ne kadar hızlıysak yaptığımız hatayı telafi edebilecek reaksiyonu gösterme şansımız o kadar azalmakta. “ Ben hızın dışında 50 faktör daha sayarım” diyenleriniz olacağını biliyorum ama yine de 1. faktör hızımız, yanlış anlaşılmasın kaza yapmaya neden değil, kaza yapma ve ölümcül kaza yapma riskini arttıran birinci faktör. Neden hız yaparız ? Bir çok nedenden elbette. İşte o anda gözümüzü yukarıda bahsettiğim “hırs bürümüştür”. Sürüş hırsı ya da “gözünü hırs bürüme” sürücünün o anı yaşarken zihninde oluşturduğu bir kendini kaybetme, bilincini yitirme biçimidir. Öndekini yakalamak, bir ya da bir grup aracı bir an önce geçebilmek, aşırı güven hissi duymak, gazlamaya uygun bir viraj görmek, motosikletini ve kendi sınırlarını zorlamak, risk almayı sevmek, artçımıza ya da çevredeki araçlara hava yapmak gibi durumlarda oluşur ki bu sırada sürücünün kafası sürüşte değildir ve adeta psikolojik bir avlanma içgüdüsü içindedir. Öndeki aracı / araçları yakalar (avlar) geçer, virajda yatar “ne biçim yattım” diye düşünür, hafifçe arka kayar ama toparlar devam eder vs. vs. ve yola devam eder. Şanslı isek başımıza bu sırada bir şey gelmemiştir. Çünkü o anda ne yol ne hava durumu ne muhtemel tehlikeler yoktur bizim için. Çünkü anlık bir bilinç kaybı yaşanmaktadır. İçimizden birinin “bunu hiç yaşamadım” diyebilmesi mümkün değil,en azından bir kere bunu yapmışızdır ?

İşte tam da bu noktada söylemek istediğim hırsımızı kontrol etmek durumunda olduğumuzdur.

Ben diyorum ki “HIZ BİR TERCİHTİR”. Çünkü özel zorunluluk halleri dışında kontrolü elimizde olan bir faktördür. Ne kadar hızlı gideceğimiz kendi tercihimiz ise ve aşırı hız kaza ve özellikle ölümlü kaza riskini arttırıyorsa bunu kontrol altına almak için sürüş öncesi ve sürüş sırasında bilincimizi açık tutmalı, zihinsel kontrolümüzü anlık da olsa kaybetmemek konusunda kendi kendimizi eğitmeliyiz.

Bir çok kez olduğu gibi bu noktada, zihinsel kontrol ve kazaları o an değil olmadan önce engellemek konusunda çok dikkatle okunması gereken bir referans kaynak için hatırlatma yapmak istiyorum. Lütfen OMM yayını olan “Motosiklet Yol Sanatı”nı ve özellikle de ilk 26 sayfasını tekrar tekrar okuyun.

Hepinize uzun keyifli sürüşler diliyorum. :cat:

ruthsims
25 Haziran 2015, 22:57
Her satırına katılıyorum, teşekkürler güzel yazı için.
Benim trafikte hız yapanlar hakkında söyleceklerim ciddi anlamda hakaret içereceği için kaskın içine saklıyorum.

lac1vert
25 Haziran 2015, 22:59
Güzel yazı. Teşekkürler.

metinkilic
26 Haziran 2015, 00:34
Özellikle şehir içinde hava atmak amacıyla yapılan hızlar nedeniyle çok kaza oluyor bence. Ben hep diyorum büyük cc'ye geçecek arkadaşlara, kendine hakim olabilecekmisin ?, duygularınla değil mantığınla hareket edebiliyormusun? Yoksa büyük cc'yi motor kullanann herkes kullanabilir. Önemli olan gaza gelip gelmeyeceğindir.

Pekbipicadam
26 Haziran 2015, 09:45
Güzel yazı :cat:

Gazı açmış gidiyorsun ve ilerde tehlike olabilecek bir yer seziyorsun ama nedense o gazı kapatmak içinden gelmiyor ve aman bir şey olmaz diyorsun,
iş bunu demeyip öngördüğün tehlikenin olacağını varsayıp o noktada yavaşlaman gerekiyor , yavaşlama işini son ana bıraktığında iş işten geçmiş oluyor.